• Geri dön

  • 4.403 Görüntülenme

  • 1032 Haber

  • 592 İşletme görüntülenme


(20 Mart Dünya Ağız Sağlığı günü)

Bir lokmayı 20 kez çiğneyemiyorsanız…

Salata yerine makarnayı tercih ediyorsanız dikkat!

Kilo almak günümüzün en önemli sorunlarından biri. Bazı hastalıklar, beslenme ve hareket etme alışkanlıklarımız gibi nedenler, kilo almamıza yol açıyor. Bu nedenlerin arasında çoğumuzun çok da farkında olmadığı ağız ve diş sağlığı ile ilgili sorunlar da bulunuyor. Çürük dişten ağız içindeki iltihaplara kadar farklı durumlar, kilo almamıza yol açabiliyor. Üstelik’ ‘tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan’ sorusu gibi ağız diş sağlığı fazla kilo alımına yol açarken, alınan fazla kilolar da ağız ve diş sağlığının bozulmasına neden olabiliyor. Acıbadem Altunizade Hastanesi’nden Diş Hekimi, Protez Uzmanı Hatice Ağan, fazla kilo almamızın ya da obezitenin ağız ve diş sağlığı ile yakından ilişkisi olduğunu belirterek, önemli bilgiler verdi.

Diyabete ve ileri yaşlara dikkat!
Sindirim ağızdan başlıyor. Diş eksikliği ya da çürüklüğü nedeniyle çiğnemenin yeterince yapılamadığı durumlarda, gıdalar ağızda yeterince parçalanamıyor. Bir besinin ağızda parçalanarak sağlıklı bir sindirim başlangıcı için bir lokmanın en az 20 kez çiğnenmesi gerekiyor. Özellikle yaşı ilerleyenlerin ve diyabet hastalarının çiğneme fonksiyonlarında bozulmalar oluşabiliyor. Yaşla beraber diş sayısında azalma ya da yapılan protezlerin yeterince uyumlu olmaması gibi nedenlerle çiğneme fonksiyonu yerine getirilemiyor. Bu durumda kişinin besin tercihi yumuşak, kolay çiğnenebilen karbonhidrat düzeyi yüksek gıdalar oluyor. Acıbadem Altunizade Hastanesi’nden Diş Hekimi, Protez Uzmanı Ağan, “Çiğneme gerektiren, proteinden zengin et tavuk ya da lifli sebze ve meyvelerin yerini tükürükle yumuşatıp yutulabilen karbonhidratlar alıyor. İleri yaşta ya da diyabeti olan bir hastanın, çiğneme fonksiyonu yeterli değilse bir kase tavuklu yeşil salata tüketmesi, bir poğaça tüketmesinden çok daha zor” diyor.

Çocuğunuzda çürük diş varsa…
Çürük oluşumuna neden olan etkenlerin başında aşırı karbonhidrat tüketimi geliyor. Yapışkan, şekerli, nişastalı ürünlerin tüketiminin yüksek olması, çürük artışına yol açıyor. Çürüyen dişler ağrı yapıyor ve sindirim işleminde aktif rol oynayamıyor. Sallanan süt dişleri ve/veya ağrılı çürük dişlerin varlığında çocuklar sert sağlıklı yiyecekleri tüketmektense daha çok kolay çiğnenen karbonhidratlı ve şekerli yiyeceklere yöneliyorlar. Obezite ile mücadelede çocukların dişlerinin çürümemesi için şekerli yiyeceklerden uzak tutulması, ağız hijyenine dikkat edilmesi, fırçalama alışkanlığı kazandırılması ve düzenli diş hekimi kontrolünün yapılması genel sağlığının korunması için de önemli hale geliyor.

Ağzınızda iltihap oluşursa…
Enflamasyon yani iltihap oluşumunun obezite, diyabet ve ağız sağlığı arasındaki etkileşimin büyük bir parçası olduğunu ifade eden Diş Hekimi Ağan “İnflamatuar proteinler vücudunuzun bağışıklık tepkisinde önemli sinyallerdir, bu nedenle diş eti hastalığı gibi kronik bir enfeksiyon olduğunda vücudunuz çok daha fazla inflamatuar bileşik salgılar. Bunlar, vücudumuzun enerji kullanımını ve kilo kaybını düzenlemesine yardımcı olan leptin gibi bazı önemli hormonların görev yapmasını engeller. Besin enerjiye dönüşmeden, yağ olarak depolanır” diyor. Ama bu, madalyonun yalnızca bir yüzü. Diğer yüzünde ise, oluşan yağ hücreleri de aynı zamanda inflamatuar proteinleri salgılıyor. Bu proteinler de kilo artışına neden olduğu gibi ağızdaki bakterilere karşı bağışıklık tepkisini de hızlandırarak ağız sağlığında bozulmaya yol açıyor. Dolayısıyla obezlerde yağ dokusunun fazla olmasına bağlı da ağız sağlığı olumsuz etkileniyor.

Diş eti hastalıkları egzersiz yapmanızı zorlaştırır
Diş eti hastalıkları, kişinin hareket için harcayacağı enerjiyi düşürüyor. “Diş eti hastalıklarını, hiç geçmeyen soğuk algınlığı veya grip gibi düşünebiliriz yani kronik bir enfeksiyondur. Grip ya da nezleyken egzersiz yapmaya çalıştığınızda çok çabuk yorulduğunuzu fark edersiniz. Diş eti hastalığının varlığında da durum aynıdır üstelik bunu her gün yaşarsınız. Diş etinde oluşan enflamasyon kronik yorgunluğa katkıda bulunarak egzersiz yapmayı veya sürdürmeyi zorlaştırabilir” diyen Diş Hekimi Hatice Ağan, özellikle diyabet hastalarında bu durumun daha etkili olduğunu belirtiyor. Zira, diyabet diş eti hastalığı riskini artıran bir faktör. Fakat yine, diş eti hastalığı da diyabeti daha kötü hale getiriyor. Diyabet, vücudunuza besin yoluyla alınan enerjinin işleme ve kullanma biçimini bozuyor. Dolayısıyla normal olarak beslenseniz bile, vücut onu enerjiye dönüştüremediği için kişi kendini halsiz, yorgun hissediyor. Bu durumda hareket kapasitesi düşüyor. Hareket edilemediği için de yine kilo alımı kolaylaşıyor.

Obezite ağız ve diş sağlığını olumsuz etkiliyor
Obezitenin ağız ve diş sağlığı ile ilgili olumsuz etkileri olduğunu söyleyen Hatice Ağan “Yapılan çalışmalarda obez hastalarda diş çürükleri ve gingivitis dediğimiz diş eti hastalıklarında belirgin artış gözlenmiştir. Bunlara bağlı olarak bu kişilerde ağız kokusu da gelişebilir. Yine obezlerde görülen reflüye bağlı, ağız içi asiditesinin artması da dişlerdeki mine erozyonu ve aşınmalarını arttırıyor, diş hassasiyetleri oluşabiliyor. Bu kişilerde ağız kuruluğunda artış da görülüyor.”

Habere Ait Görseller



Mesaj GönderKAPAT
İşletmeye mesajınızı iletin.
İPTAL