• Geri dön

  • 401 Görüntülenme

  • 23 Haber

  • 496 İşletme görüntülenme


“Denize bakan bir figür yaptıysam o çalışmayı gören herkes denize bakıyor”
“Tasarımlarımda mekânın ötesinde zamanla ilişki kurmaya çalışıyorum”

Çağdaş sanatın dünya çapındaki en önemli temsilcilerinden Edoardo Tresoldi İstanbul’daydı

‘Zamanın Ötesinde Tasarım Kâşifleri’ etkinliği kapsamında Geberit’in davetlisi olarak İstanbul’a gelen çağdaş sanatın dünya çapındaki en önemli temsilcilerinden Edoardo Tresoldi, mimarinin unsurlarıyla doğal unsurları birlikte kullanmayı sevdiğini söyledi. Erken dönem Hıristiyan kilisesi olan ‘Basilica di Siponto’yi tamamen el işi tel örgüler kullanarak ayağa kaldırdıklarını söyleyen Tresoldi; çalışmalarında bir heykeltıraş olarak mimarinin lisanını kullanmaya başladığının altını çizdi.

İsviçreli sıhhi tesisat devi Geberit, Arkitera Mimarlık Merkezi iş birliğiyle gerçekleştirdiği ‘Zamanın Ötesinde Tasarım Kâşifleri’ etkinliğinin bu yıl altıncısını düzenledi. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maçka kampüsünde gerçekleşen etkinliğin bu yılki konuğu, çağdaş sanatın dünya çapındaki en önemli temsilcilerinden Edoardo Tresoldi oldu.

Tresoldi, Geberit’in 2018 mottosu olan “Güvenilir bir ortakla yalnız değilsin” çerçevesinde kamusal alanda gerçekleştirdiği projelerinin tüm detaylarını anlattı. Ayrıca Tresoldi, mesh ve endüstriyel materyallerden oluşan şeffaflık oyunlarıyla mimarlık gibi farklı disiplinlerin nasıl ortağı olduğunu konuklarla paylaştı. 2013'ten bu yana, ‘genius loci’ (yerin ruhu) ve peyzaj öğeleri çalışması üzerine araştırmalara odaklandığından bahseden Tresoldi, kamusal alan projelerini gerçekleştirirken de bu bakış açısıyla yol izlediğini söyledi.

“Tasarımlarımda şeffaflığın gerçek lisanı nedir diye düşünmeye başladım”

Tasarımlarının şiirsel bir anlatımı olmasına özen gösterdiğini belirten Tresoldi, karşıt fikirlerin içerisine çağdaş bir yorum katarak bu serüvene başladığının altını çizdi. 2013 yılında bir festivale katıldığını ve o dönemin kendisi için şanslı bir dönem olduğunu aktaran Tresoldi, çalışmasının özünde saydamlığın yer aldığını belirtti. Bu bakış açısıyla da sanat hayatına tel örgülerle devam etme kararı aldığının altını çizen Tresoldi, çalışmalarında ayrıntılara fazlasıyla önem verdiğini söyledi. Figürler geliştirdikçe insan vücudunu daha yakından tanıma fırsatı yakaladığını aktaran Edoardo Tresoldi, bu sayede peyzajın içerisinde büyük figürler çalışmaya başladığını aktardı. Tresoldi, “Benim için eğlenceli olan insan figürü ile çalışmak ve empati kurmak. Denize bakan bir figür yaptıysam o çalışmayı gören herkes denize bakıyor ya da gökyüzüyle ilgili bir figür çalıştıysam otomatik olarak herkes gökyüzüne bakıyor. Bir sanatçı olarak bu beni mutlu ediyor. Bu çalışmalarımla yetkinliğe eriştiğimi düşündüğüm an mekan ve saydamlık üzerine odaklandım ve şeffaflığın gerçek lisanı nedir diye düşünmeye başladım. Ve evrim ve araştırma sürem devam ederken dekoratif eserlerden çıkıp geometrik parçalara yöneldim” dedi.

Bir heykeltıraş olarak artık çalışmalarında mimarinin lisanını kullanmaya başladığının altını çizen Edoardo Tresoldi, Siponto Arkeoloji Parkı‘nda (İtalya) yer alan erken dönem Hıristiyan kilisesini tel örgüler kullanarak ayağa kaldırdıklarını söyledi. ‘Basilica di Siponto’ adlı restitüsyon çalışması ilk geldiğinde çok heyecanlandığı belirten Tresoldi, burada deneysel bir proje yapmak için kolları sıvadıklarını söyledi. Projeye başlamadan önce sanat tarihçileri ve arkeologlarla toplantılar yaptıklarını aktaran Edoardo Tresoldi, mekanın ötesinde zamanla ilişki kurmaya çalıştıklarını aktardı.

Editöre Not:
Zamanın Ötesinde Tasarım Kâşifleri konuşmacıları;


Zamanın Ötesinde Tasarım Kâşifleri #3;
Rachel Armstrong - Ekolojik Çağda Mimarlık için Yeni Gelecekler: Griyi Yeşille Buluşturmak; 2100 yılında yıldızlararası uzay yolculuğunu hedefleyen “Persephone” projesi kapsamında Kapadokya’dan ilham alarak topraktan kentler planlayan ünlü tasarımcı Rachel Armstrong, Geberit’in davetlisi olarak İstanbul’a geldi. “Mimarlığı kimya ile buluşturan” Armstrong, 9 Haziran’da Yapı-Endüstri Merkezi’nde “Ekolojik Çağda Mimarlık için Yeni Gelecekler: Griyi Yeşille Buluşturmak” etkinliğinde konuştu.

Zamanın Ötesinde Tasarım Kâşifleri #4;
Mark Foster Gage- Tasarım Akışkanlığı; Mimari ve tasarım denklemini sıra dışı biçimde biyoloji, moda ve müzik gibi farklı disiplinlerle birleştiren Gage, tüm dünyada yankı uyandıran Khaleesi kod adıyla da bilenen West 57th Street Tower projesiyle son zamanlarda adından sıkça söz ettirdi.

Zamanın Ötesinde Tasarım Kâşifleri #5;

Wolf D. Prix: Geberit’in 2017 mottosu olan ‘Zaman geçer, Kalite kalır’ çerçevesinde yeni nesil mimarinin tüm detaylarını anlatan Prix, ayrıca robotik ve 3D Printing teknolojisinin günümüz ve geleceğin mimarlık dünyası için nasıl fayda sağlayacağını da mimar ve tasarımcılar ile paylaştı. Coop Himmelb(l)au Mimarlık Ofisi’nin sahibi olmasının yanı sıra Büyük Avusturya Devlet Nişanı ve Avusturyalı Bilim ve Sanat Şeref Madalyası da dahil olmak üzere çok sayıda ödül alan mimar Wolf D. Prix, mimaride ilerici ve provakatif temsilin, geleneksel mimariyle yan yana betimlenmesine de genel hatlarıyla değindi. Öte yandan mimarlığın güncel trendlerini de yakından takip etmesiyle tanından Viyanalı mimar Prix, güncel projelerinde robot teknolojisinden sıklıkla faydalanma sebebini de yeni nesil mimar ve tasarımcılarla paylaştı.

Habere Ait Görseller



Mesaj GönderKAPAT
İşletmeye mesajınızı iletin.
İPTAL